İklim Suçlarının Yargılanacağı Uluslararası Çevre Ceza Mahkemesinin Gerekliliği Üzerine
Abstract
Fosil yakıt kullanımı sonucu ortaya çıkan sera gazları, birbirlerini ve kendi kendisini besleyen pozitif geri besleme sistemlerini çalıştırmaktadır. Pozitif geri besleme sistemleri ise iklim değişikliğinde eşik noktalarının (threshold ) aşılmasına neden olmakta ve küresel ısınmada 2 C’lık geri dönülemez sınıra ( irrevocable line ) doğru hızla gidilmektedir. Gezegenin çeşitli ülkelerinde fosil yakıt endüstrisine karşı davalar açılmakta ve kazanılan davaların sayısı geçmişe kıyasla artmaktadır. Ancak iklim değişikliği bölgesel değil küresel bir sorundur. Ulusal hükümetler küresel iklim değişikliği sorununa çözüm getirmekte isteksiz davranmakta , ulusal yargı makamları ise yetersiz kalmaktadırlar. Ulusal hükümetler gelir düzeyi düşen ve nüfusu katlanarak artan halklarının beklentilerine bağlı olarak kısa vadeli ve yenilenebilir enerji yerine fosil yakıta bağlı ekonomik büyüme hedefli politikalar uygulamaktadır. Bu kısır döngü iklim değişikliğini beslemektedir.Halkların kısa vadeli beklentilerini besleyen bir sebep-sonuç ilişkisi içinde işbaşına gelen politikacılar küresel iklim değişikliği sorununa çözüm getirebilecek yeterlilikte değildir. Ulusal yargı organlarının ise küresel bir soruna karşı verdiği bölgesel kararlar yeterli , bütünsel ve homojen bir sonuç doğurmamaktadır. İklim değişikliğinde , birbirlerini ve kendi kendilerini besleyen pozitif geri besleme sistemlerinin karmaşıklığı, iklim değişikliğinin anlaşılmasında büyük sorun olmaktadır. İnsanlığın , politikacıların ve yargıçların büyük çoğunluğu , 2 C’lık geri dönülemez sınıra ne kadar az zamanımız kaldığını anlamakta güçlük çekmekte ; insanlığın ve politikacıların büyük çoğunluğu 10’larca yılımız daha olduğunu varsayarak sorunun çözümünü ötelemektedirler.
Fosil yakıt işletim sistemleri kurarak sera gazı üretmek , gezegendeki milyarlarca insanın topluca ölümüyle sonuçlanabilecek olmasının yanı sıra ,kapitalizmin çöküşüne ve uygarlığın sona ermesine de neden olabilecek iklim değişikliğini doğurmaktadır. İklim değişikliği ve fosil yakıt arasındaki sebep sonuç ilişkisi ” insanlığa karşı suç – ekosid suçu” olarak değerlendirilmelidir. Çevre -iklim suçlarını yargılayacak ” Uluslararası Ceza Mahkemesi ” benzeri , “Uluslararası Çevre-İklim Ceza Mahkemesi ” hemen şimdi kurulmalı ve hemen şimdi faaliyete geçirilmelidir. Aksi takdirde insanlığın gezegen üzerinde nefes alabileceği zaman sınırlıdır ve bu sınırlı zamanın süresi tamamen tesadüflere bağlıdır.
Biography
İsmail Hakkı Atal 1970 yılında İstanbul’da doğdu. 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Avrupa Topluluğu Hukuku Ana Bilim Dalında yüksek lisans derecesi aldı. 1996 yılında Adana Barosuna kayıtlı serbest avukat olarak çalışmaya başladı. 2005 yılından itibaren İskenderun körfezindeki balıkçıların avukatı olarak kömürlü termik santrallere ve BTC şirketine karşı davalarda görev aldı. 2007 yılından bu yana Doğu Akdeniz Çevre Derneklerini gönüllü avukat olarak temsil ediyor.Üstlendiği davaların çoğunluğu kömürlü termik santral projelerinin , nükleer santral projelerinin ve genel düzenleyici işlemlerin iptaliyle ilgilidir.
2008 yılından bu yana Adana Barosu Çevre Komisyonu , 2011 yılından bu yana da Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyeliği görevlerini sürdürmektedir.